top of page
Tanıtılan Yazılar

Çocukluk çağı travması ve bağımlılık arasındaki ilişki ne kadar güçlü olabilir?

Tanınmış Uzman Diyor ki: Bağımlılık, Çocukluk Çağı Travmasında Köklenir.

Tanınmış bir bağımlılık uzmanı ve yazarı olan Dr. Gabor Maté, 12 yıl boyunca Vancouver’daki Downtown Eastside adlı, çok sayıda ağır uyuşturucu kullanıcısı olan bir semtte çalıştı. Çalıştığı kurum, uyuşturucu kullanıcılarının temiz iğneye ulaşabildikleri ve uyuşturucularını kullanabilmelerine izin verilen öncül bir enjeksiyon merkezi ve bunun yanında tıbbı bakım ve danışmanlık hizmetlerine de ulaşabildikleri yatılı hizmette veren bir detoks merkeziydi.


Nazi işgali sırasında Budapeşte'deki bir Yahudi ailenin çocuğu olarak doğdu, o ve ailesi Kanada'ya göç etti, ve burada British Columbia Üniversitesi'nde tıp derecesini aldı. Kişisel tecrübesini, çalışmalarına aktaran Maté, sıklıkla çocuklukta başlayan ve kuşaklara yayılan travmalara yönelinen madde bağımlılığı sorunlarını takip etmesi ile tanınmaktadır.


Çalışmaları büyük beğeni toplar, fakat bir Psychology Today köşe yazarı, teorilerinin indirgemeci ve veriler tarafından desteklenmediğini öne sürer - Maté ile ihtilafa düştüğü bir tartışma başlatır.


ABD'de yaşanan şiddetli opiyat salgının ortasında Maté, yakın zamanlarda bağımlılık uzmanları ve bağımlılıktan etkilenen aileleri içeren atölye çalışmaları düzenlediği Sacramento'yu ziyaret etti. California Healthline yazarı Rob Waters onu orada yakaladı. Ve bu konuya yoğunlaşarak netleştirmek için aşağıdaki söyleşiyi gerçekleştirdi.


Soru: “Aç Hayaletler Diyarında” kitabınızın büyük bir kısmı, çocukluk çağı travmasının ve acının bağımlılığın kökünde yattığını görüşüne sizin nasıl geldiğinizle ilgilidir. Bize bundan biraz bahseder misiniz?


Downtown Eastside, Kuzey Amerika’nın en yoğun uyuşturucu kullanım alanıdır. 12 yıl boyunca yüzlerce kadın hastayla çalıştım ve her biri çocukken cinsel tacize uğramıştı. Erkekler koruyucularının bakımındayken fiziksel, cinsel ve duygusal olarak istismara uğramışlardı, ya da ihmale maruz kalınmıştı.


İnsanların yüzde otuz'u bizim "ilk milletler" dediğimiz, Kızılderili yerlileri idi. Nesiller boyunca, hükümet çocuklarını alıkoydu ve onları yatılı okullara gönderdi. Ebeveynlerin çocukları görmesi yasaklandı. Çocuklar öğretmenler ve rahipler tarafından fiziksel ve cinsel tacize uğradı. On binlerce kişi öldü. Kuşaklar boyu travma nedeniyle, yerel topluluklar yüksek oranda cinsel istismar, şiddet, bağımlılık ve intihar oranlarına sahiptir. Bunlar Kanada’daki en fazla bağımlılık görülen popülasyon.


Tüm bağımlılıklar - alkol ya da uyuşturucu, seks bağımlılığı ya da internet bağımlılığı, kumar ya da alışveriş - iç duygusal durumlarımızı düzenleme girişimleridir çünkü rahat değiliz ve bu rahatsızlık çocukluktan kaynaklanmaktadır. Benim için, bir bağımlılık ile bir başkası arasında derece dışında hiçbir fark yoktur: aynı beyin devreleri, aynı duygusal dinamikler, aynı acı ve aynı kaçma davranışları, inkar ve yalan.


Soru: Nazi Soykırımı döneminde Budapeşte'de Yahudi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldiniz. Bu hayatınızı nasıl etkiledi?

1944'te doğdum ve iki ay sonra Alman işgali başladı. Macaristan, Doğu Avrupa'daki yok edilmemiş tek Yahudi nüfusuna sahipti. Şimdi sıra bize gelmişti. Annem stresli bir hamilelik geçirdi. Babam zorla çalıştırılıyordu ve annem onun öldürüp, öldürülmediğinden bihaberdi. Ben 5 aylıkken anneanne ve dedem Auschwitz'e gönderildi ve öldürüldü. Bu olaylar olurken annem 24 yaşında, dehşete kapılmış ve depresyonda. Ekim ayında Budapeşte'de Yahudileri öldürmeye, onları Tuna'ya götürmeye ve vurmaya başladılar.


Onbir aylık olduğumda annem beni tamamen yabancı birine veriyor. Diyor ki: “Lütfen bu bebeği buradan çıkarın, çünkü onu hayatta tutamam.” Onu altı hafta boyunca görmedim.

Bir çocuğun zihninde, bu terk edilmedir. Bağımlılık için şablonumu hazırladım: bastırdığım birçok duygusal acı.


S: Kendi bağımlılıklarınız hakkında yazıyorsunuz -bir işkolik olmak ve klasik müziğin binge(durdurmamacasına) bir müşterisi olmak, CD'lerde haftada 8000 dolar harcamak.


Maddelere bağımlı değildim ama olabilirdim de. Kendimi durduramıyordum. Karıma yalan söyledim, çocuklarıma yalan söyledim. Hangi bağımlılığa baktığınızın önemi yok; dinamikleri aynı.


S: ABD'de geçen yıl tahminen 72.000 kişi çoğu opioid olmak üzere aşırı dozda uyuşturucudan öldü. ABD, uyuşturucu kullanımını sert bir şekilde cezalandırıyor ve dünyadaki en büyük hapishane nüfusuna sahip - 2,3 milyon kişi, yetişkin nüfusunun neredeyse yüzde 1'i. Bu arada, ABD’de madde kullanım bozukluğu olan kişilerin yüzde 90’ı tedavi olmuyor. Bu yaklaşıma yönelik düşünceleriniz nedir?


İnsanlara ne kadar fazla acı verirseniz, onları o kadar utandırır ve tecrit edersiniz, onlar da kendileri hakkında daha kötü hissederler. Ne kadar acı yüklersen, kaçma gereksinimlerini o kadar fazla güçlendirirsin. Uyuşturucu kullanımını sürdürmek ve yasadışı uyuşturucu ticaretinin karını artırmak için bir sistem tasarlamak isteseydiniz, sahip olduğunuz sistemi tasarlardım.


S: Bilim hakkında konuşalım. Yaşamın ilk yıllarındaki travma, beyin gelişimini ve bağımlılığa yatkınlığı nasıl etkiler?


Araştırmalar, erken dönem stresin hem beyindeki sinir hücrelerini hem de farelerin ve insanların bağışıklık sistemlerini etkilediğini ve yetişkin olarak kokaine daha duyarlı(yatkın) hale getirdiğini göstermektedir. Dürtü düzenlemesi veya stres düzenlemesi veya duygusal öz düzenleme ile ilgili beyin devrelerine bakarsanız, hepsi bağımlılarda zarar görür.


S: Neden opioid salgınında son yıllarda yaşanan gibi bir patlama yaşandığını düşünüyorsunuz?


Başta çocukluk çağı travması ve çok sayıda insanın yaşadığı derin sosyal ve ekonomik kayma gibi konular üzerine, çoğu doktor bu tip travma konusunda tamamen bilgisizdir ve kronik ağrının nasıl ele alınacağını veya bağımlılığın nasıl tedavi edileceğini anlamamaktadır. Bu nedenle, temel nedenlere veya alternatiflere bakmadan opiatları çok hızlı bir şekilde reçete etme eğilimindedirler. Son yıllarda çoğu insan opiatlarla tıbbi reçeteler aracılığı ile tanışmaya başladı. Bunlar kesildiğinde bu kişiler yasadışı maddelere yönelirler. Bütün bunlar, doktorları reçete etmeye teşvik etmek için ilaç şirketlerinin iyi belgelenmiş hamleleri ile daha da şiddetlendiriyor.


S: Psikolog ve bağımlılık uzmanı Stanton Peele gibi eleştirmenler, taciz(suistimal)geçmişinin ve beyindeki biyokimyasal değişikliklerin kaçınılmaz olarak madde bağımlılığına yol açtığı gibi bir indirgemeci vizyon önerdiğini söylüyor.


Peele tartışmamı tamamen tersinden yorumluyor. Kimse travma geçiren her insanın bağımlı hale geldiğini söylemiyor. Her bağımlı kişinin travma geçirdiğini söylüyorum. Kanser, otoimmün rahatsızlık, akıl hastalığı da dahil olmak üzere travmanın başka sonuçları da var - bağımlılık bunlardan sadece biri.


S: Çalıştığınız insanlar hakkında sevecen bir bakış açısı ile yazıyorsunuz. Ama aynı zamanda nadiren iyileşmiş görünen kırık insanlar olarak yazıyorsunuz. Peki tam olarak yaptığınız nedir?


Birinin kanseri ve acısı varsa ve kanseri tedavi edemezsen ne yapardın? “Artık size yardım etmeyeceğim” mi dersiniz? Yoksa onların acılarını hafifletmeye çalışır mısın? Zarar azaltmanın özü, zararı azaltmanızdır. Tamamen uzak durma(absinance) dayatmazsın. Bir noktada bunu seçerlerse, ihtiyaç duydukları desteği sağlarım.



Bu yazı californiahealthline.org sitesinden alınmış ve Serkan Özkan tarafından tercüme edilmiştir.

Bağımlılık, Selfie Bağımlılığı, Bağımlılık Tedavisi,Psikiyatri,  Psikoterapi

Son Paylaşımlar
Arşiv
Etiketlere Göre Ara
Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page